İLETİŞİM FAKÜLTESİ
Haberler
GAÜ'DEN
“GELECEK MÜHENDİSLİĞİ ALANINDA; İLETİŞİM SEKTÖRÜ HALEN AÇIK ARA ÖNDE”
FERHAT ATİK; “GELECEK MÜHENDİSLİĞİ ALANINDA; İLETİŞİM SEKTÖRÜ HALEN AÇIK ARA ÖNDE”
Girne Amerikan Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi Ferhat Atik; “Gelecek Mühendisliği” alanında en önemli faktörlerin başında olan iletişimin; açık ara liderliğini sürdürdüğünü vurguladı. KKTC Yayın Yüksek Kurulu koordinatörlüğü görevini de sürdüren Atik; bilimsel çalışma ile yola çıkmanın, hangi alanda olursa olsun bir yol haritası çıkarmak için en değerli yöntem olduğunu da söyledi.
İletişim fakültesi öğrencileri ile gerçekleştirilen bir çalışma sırasında görüşlerini anlatan Atik; “ Her konuda araştırma yapmanın yöntemleri, güçlükleri, bilgiye ulaşmanın yolları vardır. Ancak medya konusunda araştırma yapmak hem diğer bir çok alana göre önemli, hem de daha zordur. Faaliyette olan kitle iletişim araçlarının, toplum üzerindeki etkilerini belirlemek, uzun zaman alır. Özellikle televizyonlarda yayınlanan içeriklerin, program modellerinin, haber yayma yöntemlerinin, magazinin, sporun, reklamların olumsuz ve başarısız içerikleri ile ilgili yaratacakları tahribatı test etmek kolay değildir. Düzenli olarak manipüle edilmiş bir yayının, topluma ve hedef kitlesi olan jenerasyona etkisi kısa zamanda anlaşılamaz. Toplum bu etkiyle ancak yıllar sonra yüzleşir. Bu nedenle iletişim bir ‘gelecek mühendisliği’dir” şeklinde konuştu.
“KKTC’DE MEDYA ALANINDA EN KAPSAMLI ARAŞTIRMA 2004 YILI’NDA YAPILDI”
Medya alanında yapılan en geniş araştırmanın, 2004 yılı Ekim Ayı’nda, KKTC Yayın Yüksek Kurulu’nun yaptırmış olduğu “Kıbrıs Türk Halkının Radyo ve TV dinleme ve izleme alışkanlıklarının saptanması” başlığı altında yüzyüze anket yöntemi ile yapılan ve 56 örneklem noktasında, 15 yaş üzerinde (KKTC) nüfusunu temsil edecek biçimde belirlenmiş 845 kişi ile gerçekleştirilen kamuoyu araştırması olduğunu ifade eden Atik; “Buna göre ortaya çıkan bazı veriler, geçen zaman içerisinde değişkenlik gösterir. Yani araştırma sonuçları yeniden sorulsa yüzdeler değişebilir. Ancak bazı verilerle ilgili değişimler ya çok az ya da değişmeyecek türdendir. Bu tür araştırmaların temel argümanları ve sonuçları yanında, bilindiği gibi bir de çapraz sorgu yöntemiyle detaylandırılması mümkündür. Elimdeki bu araştırma verilerine çapraz sorgu uyguladığım zaman ulaşılan bazı sonuçları sizlerle paylaşırken, sadece verileri okuma ve okutma değil, kamuoyu araştırmalarının, bilimsel olarak nasıl bir yol haritası çizdiğini de göreceğiz. Söz konusu araştırmada o yıl itibarı ile; Haber izleme konusundaki eğilimlere baktığımızda yüksek eğitim düzeyi olan kitlenin %71.8 ve düşük eğitimi olan kitlenin
%70.4 oranında izleme alışkanlığı olduğunu görmekteyiz. Bu kitlenin %81.8’i 55-64 yaş aralığına denk geliyor. Yaş gençleştikçe oran düşüyor. Aynı eğilimde, erkekler kadınlardan %3.8 daha fazla haber izliyor. Türkiye’den yayın yapan kanallardaki diziler ise en merak edilen rakamlar. Eğitim düzeyi yüksek olan kitlenin %44’ü düşük olan kitlenin %61.5’i bu dizileri izlerken, en yoğun izleme yaşı aralığı 35-44 arası olarak rakamlara yansımış. Cinsiyette kadın izleyiciler %23.1 ile önde. Siyasi içerikli canlı yayınlara ilgi en çok 55-64 yaş aralığındaki izleyicilerde. 25 yaş altı ise izlemiyor. En yoğun izlenme oranı ise %39.1. Reklamlarla ilgili izleyici görüşlerine baktığımızda, yaratıcılık konusunda kötü ve çok kötü diyen kitlenin oranı TV’ler için %58.5 ve radyolar için %55.8, iyi, çok iyi diyenlerin toplamı ise 24.7 ve 26.6 olarak karşımıza çıkıyor. Ürünü almaya ikna etme konusuda neredeyse aynı rakamlar söz konusu. Bu rakamları anlamak ve anlamlandırmak mümkün. Ben rakamları ilk incelediğimde en üzüldüğüm sonuç Türkçe kullanımı ile ilgiliydi. Her türden yayında kullanılan Türkçe ile iligili olarak tüm sorulan kişiler %72 oranında memnuniyetsizlik belirtmişler. Bu veriler rakam olarak kaldığında bir anlam ifade etmiyorlar. Alınıp, incelenip, bir yol haritası çıkarıldığında anlam kazanıyorlar. Sayıların dili ise çok açık. Ne istendiğini ve ne istenmediğini kolaylıkla görmek mümkün. Yeter ki görebilelim.” şeklinde değerlendirmede bulundu.