Girne Amerikan Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Halkla İlişkiler Bölümü, 4. sınıf öğrencileri öncülüğü ve Kıbrıs Amerikan Üniversitesi ev sahipliğinde "HAYAT ÇOCUKLAR İLE RENKLİ" Sosyal Sorumluluk projesi 10. haftası tamamlandı.

 

GAÜ İletişim Fakültesi öğrencileri ile KAÜ işbirliğinde yürütülen Sosyal Sorumluluk projesi, 10. hafta etkinliğini, "Top Oynamak Mahalle Kültürünün Masum ve Temiz Yüzünün Yansımasıdır" başlığıyla gerçekleştirdi. 

 

Minik yüreklerden öğrenilecek çok şey var

 

Yrd. Doç. Dr. Feriha Dikmen, aslında minik yüreklerden öğrenilecek çok şey olduğunu, bunların en önemlisinin de, çocuksu gözlerle dünyaya bakabilmek olduğunu belirterek,  "Yaşamda her şeyi ilk kez görüyor ve hayatı yeniden keşfediyor gibi merakla bakabilmek ve anın içinde bir çocuk gibi kaygısız olabilmenin çok güzel bir duygu olduğunu" dile getirdi.

 

Dikmen, "Büyüdükçe, mutluluğu da “büyük” olaylarda aramaya ve bulmaya şartlandırırken, küçüklüğümüzdeki, “ufak” olaylardan mutlu olma duygusunu unutur olduk" diyerek; gerçek mutluluğun insanın kendi içinde yattığını, huzur, mutluluk ve neşeyi dış dünyada aramayı bırakmak gerektiğini dile getirdi. 

 

Feriha Dikmen "Og Mandino’nun da dile getirdiği gibi, “Paylaşın, Gülümseyin, Kucaklaşın. Mutluluk; kendinize birkaç damla bulaştırmadan başkalarına dökebileceğiniz bir şey değildir.  Mutluluk, hayata bakış açımızla ilgilidir. Hayata ve olaylara pozitif baktıkça mutluluğumuz çoğalır. Mutluluk bir bakış açısıdır ve sadece “bir niyet” kadar uzağımızdadır” dedi. 

 

Çocuklar eskiden daha mutluydu

 

"Eskiden çocuklar belki daha az seçeneklere sahipti ama muhtemelen bugünün çocuklarından daha mutluydular" diye konuşan Dikmen "Çünkü keyf almak için birlikte olmak gerekir. Eskiden daha çok birlikteydik ve bu birlikteliğin araçlarından biri de futboldu. Hani durmadan futbol gelişmesi için altyapı, altyapı deyip duruyoruz ya; asıl altyapı tüm çocuklara o ruh halini yeniden kazandırabilmektir. Şimdilerde envai çeşit top, envai çeşit ayakkabı ve envai çeşit halı sahalar var. Ama bir şeyimiz yok? O güzelim oyunu özgürce isteme ve oyunu dünya kadar önemli görme ruhumuz yok. Çünkü büyükler çocukların tüm çocukluklarını çaldılar. Onların üzerinde kendilerinin geleceklerini kurmaya başladılar" dedi.

 

"3 korner, 1 penaltı"

 

Mahalle kültüründe sokaklarda taştan kaleler ve 3 kornerin 1 penaltı olduğu bitmek bilmez maçlar, ağaç tepelerinde hayal kurmak ve gruplar halinde saklambaç oynamalar olduğunu anımsatan Dikmen sözlerine"Bir tur versene kankalar vardır. Bindi mi bisiklete inmek bilmeyen yürekler vardır. Mahalle kültüründe dostlar bir daha dosttu... Aynı şeylere gülmek, aynı kavgalara girmek, aynı kızları sevmek vardır... Mahalle kültürü demek paylaşmak demek, sadece mutluluğunu değil, mutsuzluğunu da bölüşmeyi bilmek demek... Mahalle kültürü elimizden kayıp gitmesin" diyerek devam etti.

 

Sevgi ve güven bağı

 

Yrd. Doç. Dr. Feriha Dikmen; “Hayat, Çocuklar ile Renkli”, Sosyal Sorumluluk Projesi`nin Girne Amerikan Üniversitesi, İletişim Fakültesi öğrencileriyle 2015-2016 Bahar döneminde de devam edeceğini, Bahar döneminin “Minik Yüreklerin Eserleri” adlı sergisi ile başlayacağını belirterek, geçtiğimiz bu 10 haftanın Minik Yürekler ile sadece eğitim ve yeteneklerinin ortaya çıkmasının dışında en önemli noktanın, aralarında oluşan sevgi, güven bağının sağlam temeller üzerine inşa edilmesinden dolayı, Bahar dönemindeki etkinliklerin arasında minik yüreklerin aileleri ile birlikte gerçekleştirilecek olan paylaşımların da olacağını ifade etti.