GAÜ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ’NDEN, DR. ALİ FUAT HOCASI ANISINA “1. DR. ALİ FUAT ATALAY SAĞLIK ...

Haberler

GAÜ'DEN

GAÜ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ’NDEN, DR. ALİ FUAT HOCASI ANISINA “1. DR. ALİ FUAT ATALAY SAĞLIK ...

 

Geçtiğimiz yıl kaybedilen, Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Sağlık Meslek Yükseokulu Müdürü Dr. Ali Fuat Atalay’ın anısına GAÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi’nin düzenlemiş olduğu Dr. Ali Fuat Atalay’ı Anma Günü ve 1. Dr. Ali Fuat Atalay Sağlık Günleri etkinliği Milenyum Senato Kongre Salonunda gerçekleşti.

Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tülin Bodamyalı konuşmasında; “Bugün çok sevdiğimiz Ali Fuat hocamızın bedenen aramızdan ayrılışının 1.yıldönümü. Bizler Ali Fuat hocamızı her gün anıyoruz ve özlüyoruz. Bugün Ali Fuat hocamızın yolunda günümüzü bilimle, birliktelikle yaşamak istedik. Ali Fuat hocamız ilkelerine bağlı, çağdaş, empatik ve sevgi dolu bir insandı, hep te öyle kalacaktır.”

Etkinlikte konuşma gerçekleştiren Yrd. Doç.Dr. Ayşe Seyer Çağatan; “Aslında zaman herşeyin ilacı derler, hiç bir şey bu acıya ilaç olmadı. Sadece biz bu acıyla yaşayabilmeyi öğrendik. Ali Fuat hocamızı anımsatan çok şey var. Ali Fuat hocamızı değerleri ilkeleri bizimle her daim yaşayacaktır.” dedi. Etkinliğin devamında İnsan Mikrobiyotasının Önemi hakkında konuşma yapan Yrd. Doç. Dr. Ayşe Seyer Çağatan; “ Mikrobiyotanın görevleri vardır. Koruyucu olarak, bağışıklığın gelişimi, patojenlerle savaş ve enfeksiyonun önlenmesidir. Matabolik olarakta vitamin sentezi yapar, sindirime yardımcı olur.” dedi.

Dr.Ali Fuat Atalay’ın oğlu Dorahan Atalay yaptığı konuşmasında ilk olarakGAÜ ailesine teşekkür ederek, “Dr.Ali Fuat Atalay günü deyip burada hepimiz oturup ağlasaydık aslında bunun bu kadar anlamı olmazdı. Babam insanların kendini geliştirmesine çok inanırdı. Başkalarının gelişmesi için kendi zamanını ve bilgisini ortaya koyan insanlara çok saygı duyardı. Bu etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen herkese kendim ve ailem adına çok teşekkür ediyorum.” dedi.

Obezite Cerrahisi hakkında konuşan Dr. Varol Esatoğlu, obezitenin günümüzde çok yaygın bir halde ilerlemekte olan bir hastalık olduğunu belirterek, obeziteye hastalık demesinin bir nedeninin ise, beraberinde getirdiği yandaş hastalıklar olduğunu söyledi. Obezitenin erken ölümlere yol açtığını ifade den Esatoğlu, “Biz kişinin boy ve kilo oranlarına göre hem cerrahi yöntemle hemde ameliyatsız yöntemle tedavi yapabiliyoruz. Fakat obez olanlarda cerrahi dışı yöntemlerde hastaların zayıflama ve sağlıklı olma yüzde 1 ila 3 arasındadır. Şu sıralar internette çok gördüğümüz kilo verdiren ilaçlar var. Doktor kontrolü olmadan ilaç kullanılmaz.Kilo verdiren onaylı bir ilaç yoktur. “ dedi.

Prof.Dr.Elçin Banu Yoldaşcan Obezite Epidemiyolojisi hakkında yaptığı konuşmada, günümüzde dünyada ki her 3 kişiden birinin obez olduğunu belirterek, Dünya Obezite Federasyonuna göre, obeziteye neden olan birincil maddenin gıdaların yanlış kullanımı olduğunu söyledi. Yoldaşcan devamında, “Yaşam şeklimizi, sofra düzenimizi değiştirmezsek obezite hayatımızın tümünü tehtid etmiş oluyor. Obeziteyle ilişkili ölümlerin 3 milyondan fazlası kalp damar hastalığı olan ya da diyabetli bireyler oluşturuyor. Obezitenin oluşumunda ayrıca biyolojik, davranışsal ve çevresel faktörlerinde etkisi bulunmaktadır.Sigara ve alkol kullanımı. Hızlı yemek yeme sonucu alınan kaloriler, porsiyonların büyümesi, öğün atlama ve bebeklik döneminde yanlış beslenme obeziteye zemin hazırlayan nedenler olarak sayılabilir. Obezite tedavi ediler daha önemlisi önlenebilir olması daha fazla ilgiyi gerektirmektedir.” dedi.

GAÜ Akademisyeni ve Kolan British Hospital Başhekimi Dr. Harun Gülmez ise Sağlık ve Etik hakkında yaptığı konuşmada; “Hepimiz bir birey olarak çok değerliyiz. Hepimizin önünde bir kariyer süreci var. Ali Fuat hocamız bir hekimdi. Hekim bir meslek grubu içerisinde yer alan ve bizlere liderlik yapan bir nokta. Ali Fuat hocamız hem hekimlik zamanında hem de eğitim kariyerinde yaptıklarıyla, anlattıklarıyla herkese örnek olmuş bir insandı. Biz Ali Fuat hocamızdan saygıyı öğrendik, dürüstlüğü doğruluğu ve bular gibi br çok şeyi öğrendik. Adaletli olabilirsiniz haklı olabilirsiniz ama hakkaniyetli olmak zordur. Haketmek kolaydır ama hakedileni adaletli bir şekilde dağıtmak çok zordur. Biz Ali Fuat hocamızdan bunları öğrendik. Bizler Ali Fuat hoca gibi bir dost ve meslektaşa sahip olmaktan gurur ve mutluluk duyuyoruz.” dedi.

GAÜ Öğr. Gör. Halin Barakan etkinlikte yaptığı “Aşı Karşıtı” konuşmasında; “Her yıl dünyada aşı ile korunabilir hastalıklardan 1 milyon 700 bin kişi hayatını kaybetmektedir. Aşıyı anlamak için bağışıklık siteminin temel prensibini bilmeliyiz. Bağışıklık sistemi yabancı veya zararlı olan yapıları algılyaıp onu yok etmek üzere harekete geçen vucüt sistemidir. Aşılarda hastalık etklenlerinden vücuda bir örnek vererek bağışıklık sisteminin ona karşı önceden strateji geliştirmesini sağlayan maddelerdir. Aşı ile hastalıkların önlemisi yaşam kalitesini arttırır.” dedi.

GAÜ Öğr. Gör. Reşide Çiçek Hasta Güvenliği hakkında yaptığı konuşmada; “Güvenlik ve gizlilik temel insan gereksinimidir. Birçok güvenlik uygulamaları tüm yaş grupları için evrenseldir. Sağlık kurumlarının, hasta güvenliğini sağlayabilmek için gereken çalışma prosedürlerini oluşturmaları önemlidir. Hastanelerin, sağlık çalışanlarının eğitilmesi uygulamalarının kontrol edilmesi gerekmektedir. Hastaların doğru kimliklendirilmesi, etkin iletişimin arttırılması, yanlış taraf cerrahisinin önlenmesi gibi faktörler hasta güvenliğinin hedeflenmesidir. Hasta güvenliği, hastalara yardım ederken onlara zarar vermeden kaçınma, zarar vermeme demektir aslında.” dedi.

GAÜ Öğr. Gör. Özge Sağlam Tıbbı Hatalar hakkında yaptığı konuşmada; “Tıbbı hatalar hastaya sunulan sağlık hizmeti sırasında kasıtsız bir aksamanın neden olduğu beklenmeyen sonuç; ölüm, ciddi fiziksel ya da psikolojik hasarı veya hasar riskini içeren ters veya beklenmedik bir olaydır. Tıbbı hataların temel nedenlerinde kurumsal faktörler, teknik faktörler gibi nedenler vardır.” Dedi.

Yrd. Doç. Dr. Arzu Bahar, Diyabetik Ayak Tanı ve Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar hakkında yaptığı konuşmada; “Diyabet Dünya’da sıklığı giderek artan, karbonhidrat, yağ ve protein metabolizmasında ki değişiklerle karakterize kronik bir hastalıktır. Diyabetik ayak ise diyabete özgü bir komplikasyon olan nöropati ve diyabete sıklıkla eşlik eden periferik artter hastalığının sonucu olan iskemiye bağlı olarak aşırı basınç yükü, organ kaybına neden olabilen, yaşam kalitesini düşüren, bedensel sosyal ve ekonomik sorunları beraberinde getiren önemli bir komplikasyondur. Diyabete bağlı olarak ayaklarda hissizlik, karıncalanma, yanma, ağrı oluşur, kan akımı kontrolü bozulur ve ayaklarda nasırlar oluşur. Antibiyotik, cerrahi tedavi, hiberbarik oksijen tedavisi ile doktor kontrolünde tedavi edilebilir.” dedi.

.