Haberler
GAÜ'DEN
DR. ERSOY; "2011'DE 'DÜNYA DÜZENİ' DEĞİŞTİ"
- Terörle Mücadele, `Terörü Kullanan` Mücadeleye Dönüştü.
Dünya Tarihi, özellikle Batı Tarihi üzerinde ırklar ve milliyetçilik eksenli araştırmaları ile tanınmış İngiliz Akademisyen ve Yazar Eric J. E. Hobsbawn`ın; "Aşırılıklar Çağı" olarak adlandırdığı 20’nci Yüzyıl`da; İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşan dünya düzeninin betimlenmesi için kullanılan, "Soğuk Savaş" döneminin yerini; 1991’de SSCB’nin dağılmasının ardından, on yıl boyunca silahlara `Kosova Savaşı` dışında yoğun olarak gereksinim duyulmadığı ve `Soğuk Barış` adını alan dönemin aldığı, 2001’den sonraki on yıllık `dünya düzenine` ise, `oğul Bush’un 11 Eylül’den sonra tüm dünyaya zorla dikte etmeye çalıştığı, “ya bizimlesiniz ya da teröristlerle” doktrininin damga vurduğu, son olarak 2011’de başlayan Suriye Krizi ve Savaşı`nın da `dünya düzenini değiştirdiği` savunuldu.
"SICAK BARIŞ"
Girne Amerikan Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Ersoy Önder, kendisiyle yapılan röportajda; Uluslararası gündeme dair görüşlerini, GAÜ Medya aracılığıyla kamuoyu ile paylaştı. Dr. Önder; Ortadoğu`daki savaşın, kapsam olarak arttığına dikkat çekerek, "Kimilerine göre, Ortadoğu’da ABD’nin nüfuzunu arttırması için kullandığı terör ile, ABD liderliğindeki devletlerin savaşı, kapsam olarak artarak devam ediyor. 2011’de başlayan Suriye krizi ise, dünya düzenini değiştirdi. Terörle mücadele, terörü kullanarak mücadeleye dönüştü. Üstelik bunu kullanan tek aktör de, sadece ABD değildir artık." dedi.
`Dünya Düzeni` olarak tarif edileni, dönemsel olarak, `Sıcak Barış` olarak yeniden adlandırdığını kaydeden Önder, "Bugüne, 2019’a ulaştığımızda, Ne mi sıcak barış? Sıcak barış; barış içinde ve hatta aynı ortaklıkta olan devletlerin, aralarındaki barışı bozmadan, kendi menfaatlerini gerçekleştirmek için ekonomi, terör, vekil ve güç gösterisi kullanarak, silahla değil, `kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla!` mesajlarıyla ve politikalarıyla savaşmaları. Suriye’de yaşanan, aynen budur. Devletler, bunu bir süre vekalet savaşlarıyla gerçekleştirdiler. Her devlet, kendi desteklerindeki vekilleri vasıtasıyla, hedeflerine ulaşmaya çalıştı. Amerika PYD’yi, Türkiye ÖSO’yu, İran Hizbullah’ı, Rusya Esed’i kullandı. Ortak düşman ve ortak kullanılan ise DAEŞ oldu. İşi bitince, ipi çekildi. Trump’ın Suriye’den çekilme kararı ve ardından twiter üzerinden yapmış olduğu açıklamalar, artık yeni bir sürece girildiğinin göstergesi. Vekalet, DAEŞ’in gücünü yitirmesiyle asillere dönüyor. Türkiye, DAEŞ’in kalan unsurlarıyla mücadele etme vekaletini alarak, olası asiller savaşında yerini güçlü elde etmeye çalışıyor. Asıl hedefi ise PKK ile aynı gördüğü, PYD’yi imha etmek ve yanı başında meydana gelebilecek oldu bittilere izin vermemek. ABD ise, kullandığı vekili yani PYD’yi koruyacağından ve bunun için gerekirse ortağını, yani Türkiye’yi ekonomik olarak çökertebileceğinden bahsediyor. Aba altından sopa gösteriyor. Öte yandan, vekili PYD’ye de aynı sopayı gösteriyor ve `Türkiye’yi tahrik etme` diyor. Saflar sıklaşıyor, işler iyice karışıyor." ifadelerini kullandı.
Suriye krizi özelinde, tarif ettiği `sıcak barış` sürecinin, sıcak savaşa dönüşmesi riskini de ortaya koyan GAÜ Öğretim Üyesi Dr. Ersoy Önder, "Onar yıllık dönemlerle; Soğuk, sıcak, barış ve savaş döngüleri yaşanıyor sanki. Umalım ki, bu son döngü gerçekleşmesin. Sıcak barış, olası sıcak savaşa sebep olmasın.
Politik hava serinlesin. Çünkü, bu bölgede yaşanacak devletler arası sıcak savaş, dünyayı üçüncü büyük savaşına götürebilir ki, üçüncü bir savaş; birden de, ikiden de, hem daha büyük, hem daha yıkıcı, hem de çok daha yıpratıcı olacaktır." değerlendirmesine de yer verdi.