Haberler
GAÜ'DEN
GEBELİKTE DİYABETE DİKKAT
Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Hemşirelik Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Mehmet Zeki Avcı, gebelikte diyabete dikkat çekti.
Doç. Dr. Mehmet Zeki Avcı açıklamasında, gebelik diyabeti’nin, gebelik sırasında ortaya çıkan ya da; gebelikte tanısı konulan glikoz intoleransı olduğunu bellirtti. Avcı, gebelikle doğum sonrasında kan şekeri düzeyleri normal seviyelere inmekle birlikte, hayatın ileri yıllarında bu hastaların önemli bir bölümünde diyabet, bunların %10’unda da insüline bağımlı diyabet geliştiğini söyledi.
Avcı açıklamasının devamında şunları söyledi;
“Gebelik diyabetinde risk faktörleri; önceki gebelikte diyabetin varlığı, gebelik öncesi bulunan glikoz intolerans tanısı, ailede (özellikle birinci akrabalarda) diyabet (insüline bağımlı), önceki gebelikte çok iri bebek (makrozomi), amnion sıvısının çok olma (polihidroamnios) öyküsü, annenin fazla kilo artışı, açlık kan şekerinin 95 mg/dl’den fazla olması, idrarda şeker (glikozüri) bulunmasıdır.
Gebelik diyabetinde belirti ve bulgular ise; 2 kez arka arkaya idrarda şeker (glikozüri) saptanması, vajende tekrarlayan mantar enfeksiyonları, ultrasonda iri bebek görülmesi, amnion sıvısının fazla olmasıdır.
İnsulin, kan şekeri seviyesini düşüren yegane hormondur ve şeker (glikoz), karaciğer, kas ve yağ dokusu hücrelerinin içine insülin hormonunun etkisi ile girer.
Plasental hormonlar ve insülin: Gebelerde plasentadan (bebeğin eşi) salgılanan Human placental lactogen hormonu ve progesteron hormonu insülin duyarlılığını azaltarak insülin direncine yol açar. Östrojen hormonu kas dokusunda insülin etkisini arttırarak, karbonhidrat toleransını düzeltici etki gösterir.
Gebeliğin Diyabete Etkisi: Gebelikteki insülin ihtiyacındaki değişimden dolayı diyabeti kontrol etmek güçleşir. Gebeliğin ilk üç ayı embriyonun enerji ihtiyacının en az olduğu dönemdir. Ancak bu dönemdeki bulantı ve kusmalar anne adayının daha az besin tüketmesine neden olur. Bu durum, kanda şekerin düşmesine (hipoglisemiye) yatkınlığı arttırır. İnsülin ihtiyacı gebeliğin üçüncü ayından itibaren artmaya başlar. Gebeliğin sonuna doğru plasenta olgunlaşmasının hızlanması insülin ihtiyacını 4 katına kadar çıkabilir. Doğumdan sonra insülin ihtiyacı hızla düşer. Gebelikte diyabetin kontrolünü güçleştiren bir diğer faktör de, gebelikte glikoz için böbrek eşiğinin düşmesi ile idrarla glikoz atılmasıdır. Bu durum ketoasidozis riskini, gebe olmayan diyabetiklere göre daha çok arttırır. Gebelikte, diyabete eşlik eden damarsal hastalık ilerleyebilir ve buna bağlı hipertansiyon, böbrek ve göz hasarı görülebilir.
Diyabetlilerin Gebeliğe Hazırlanması: Kan şekeri düzeyleri ve HbA1C düzeyleri değerlendirilmelidir. Gebelik için ideal değer HbA1C %6 ve aşağısı olarak kabul edilmekte olup, 7 den fazla ise insülin tedavisi ve takibi gerekmektedir. Annede diyabete ilişkin kronik komplikasyonlar tedavi edilerek riskler konusunda anne adayı bilgilendirilir.
Diyabetli gebeler hamilelik sürecinde; düşük, preeklamsi, erken doğum, kan şekerinin düşme veya yükselmesi ile dengesizliği, amnion sıvısının çok olması, yüksek tansiyon, ketoasidozis, vajinal mantar ve idrar yolu enfeksiyonları, bebekte konjenital anomali, iri bebek olması riskleri ile karşılaşabilirler.
Diyabetli anneden doğan bebekte doğumdan hemen sonra, kan şekerinde ani düşüş (hipoglisemi) meydana gelebilir. Bebeğin kan şekerinin düşme belirtileri; titreme, kayıtsızlık, morarma, tiz ağlama, nefes darlığı, beslenme zayıflığı, vücut ısısında değişme ve kas tonusunda azalmadır. Kan şekerinin düşmesinin önlenmesi için bebeğin erken beslenmesi ve kan şekeri takibi önemlidir. Bu bebeklerin ısıtılmasına diğer bebeklerden daha fazla özen gösterilmelidir.
Gebelerdeki diyabeti araştırmak için gebeliğin 24-28. haftalarında Oral Glikoz Tolerans Testi yapılmalıdır. Bu gebelerde diyabet; diyet, eksersiz ve gerektiğinde insülin tedavisi ile yönetilmelidir. Diyabet anne sütünün içeriğini etkilemez.