Haberler
GAÜ'DEN
GAÜ HEMŞİRELİK YÜKSEK OKULU VE KKTC THALASSAEMİA DERNEĞİ TARAFINDAN “KKTC’DE TALASEMİ GERÇEĞİ ...
Halk arasında ‘Akdeniz anemisi’ olarak anılan ve ülkemizde en sık görülen genetik hastalıklar arasında başı çeken Talasemi, Girne Amerikan Üniversitesi’nde düzenlenen “KKTC’de Talasemi Gerçeği Sempozyumu” ile ele alındı.
Talasemi gerçeğinin konuşulduğu sempozyuma; GAÜ Rektörü Prof.Dr. Kutsal Öztürk, GAÜ Rektör Yardımcısı Doç.Dr. Mehmet Zeki Avcı, KKTC Talasemi Derneği Başkanı Ahmet Varoğlu, Uluslarası Talasemi Federasyonu Tıbbi Danışmanı Dr. Micheal Angantiniotis, KKTC Talasemi Merkezi İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı Dr. Dilek Yazman, KKTC Talasemi Merkezi Sorumlu Hekimi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Begüm Sadıkoğlu, İç Hastalıkları ve Endokrinoloji Uzmanı Dr. Hasan Sav, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Musa Olgu, KKTC Kan Bankası Sorumlusu Dr. Suat Keskin, KKTC Talasemi Merkezi Laboratuvar Sorumlusu Genetik Uzmanı Uzman Mustafa Yazman katılım gösterdi. Dr. Micheal Angantiniotis’in İngilizce konuşmasının Türkçe çevirisi Doç.Dr. Halise Çoşkun tarafından gerçekleştirildi.
GAÜ Rektörü Kutsal Öztürk gerçekleştirdiği konuşmasında, “Talasemi Derneği Başkanı ve Girne Amerikan Üniversitesi birlikteliğinde oluşturulmuş çok yararlı bir sempozyum. Sempozyum sonunda gelecek açısından oluşacak olan yararları göreceksiniz. Sempozyum da yapılan uygulamalarla ilgili çok kıymetli bilgiler paylaşılacaktır. Girne Amerikan Üniversitesi sağlığa oldukça önem vermektedir. Zaten Hemşirelik Yüksek Okulumuz gördüğü ilgiden bunu ispatlamaktadır. YÖDAK’ tan bu sene master eğitiminin yanı sıra ve doktora eğitiminin de iznini aldık. YÖK onayı içinde başvuru yapılmıştır. geçecek. Tıp fakültemizin de eylül ayı eğitim süreci itibariyle öğrenci almaya başlaması söz konusu olacaktır. Hastane ile ilgili olan gelişmeler ise 2019 yılı ve sonrasında 2.etap olarak tamamlanacaktır. Gerçekleştiğinde hastanemiz örnek olacak bir durum arz etmektedir. Tıp dışında yaşlılara sağlık ve turizm sağlık alanında da KKTC ye çok yararımız olacaktır. Sağlık Melek Yüksek Okulu çok iyi bir şekil de gelişmelerine devam ediyor. Ona katkı koyan geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Ali Fuat Hocamız… üzüntüsü hepimizi derinden etkiledi. Saygı ve rahmetle anıyorum.
GAÜ Rektör Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Zeki Avcı ise konuşmasında, “Talasemi gerçeği Akdeniz anemisi olan ülkeler’de önemli bir sorun. Akdeniz bölgesin ’de yer alan ülkelerin bir sorunu. Kıbrıs’ta tam olarak onun içine düşmüş bir ülke. Meslek hayatlarını bunun üzerine paylaşan ve şuan yanımız da olan Talasemi Derneğine de çok teşekkür ediyorum. Kıbrıs talasemi hastalığı ile doğacak olan bebekleri önleme de örnek olarak gösteriliyor şu anda.
KKTC Talasemi Derneği Başkanı Ahmet Varoğlu, KKTC’de talasemi gerçeğinin olduğunu belirterek, bu gerçekle 4 yıldan fazladır bir mücadele verildiğini söyledi. Varoğlu, Talaseminin üniversiteler’de ve tüm kurul ve kuruluşlar da farkındalık yaratmasının ve gençlere bu konu da bilgi aktarılması konusunda oldukça mutlu olduğunu ifade etti.
Uluslararası Talasemi Federasyonu Tıbbi Danışmanı Dr. Micheal Angantiniotis konuşmasında, “Talasemi Derneği 1986’ da kurulmuştur. Kıbrıs’ında olduğu 5 ülke kuruluşunda yer almıştır. Uluslararası Talasemi Birliği 16-17 kişilik bir yönetim kurulu ile bir tüzük doğrultusun da yönetilmektedir. Bugün 62 ülke de faaliyet göstermektedir. Şemsiye federasyon olarak görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü ile birlikte hareket etmektedir. 2018 yılı için ise yapılan girişimlerle özellikle Dünya Sağlık Örgütünün ve Avrupa Birliğinin gündeminde hemoglobin hastalıklarının önceliğinin olması hedeflenmektedir. Genelde doktorların hastalığın tedavisi ile igilenirken yalnız kaldığı görülmektedir. Bu yüzden onları desteklemek için diğer dernekler vardır. Kan Bağışı konusuna öncelik verilmesi gerekmektedir. Kan transfüzyonu hastalar için öncelikli bir konudur. Hastalar ilaçları temin etmede ve ilaçların kullanımında zorluklar yasayabilir. Uluslararası Talasemi Federasyonu nedir nasıl bir organizasyondur diye sorulacak olursa; öncelikle kar ve siyasi amaç gütmeyen hasta ve ailelerinin ön planda olduğu bir organizasyondur” dedi.
KKTC Talasemi Merkezi ve İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı Dilek Yazman: “Talasemi çok eski bir hastalıktır 1925’de tanımlanmıştır ve tedavisi olmadığı düşünülmüştür. Daha sonra tedavi yöntemlerinin Talasemi hastalarında da kullanılabileceği saptanmıştır. Talasemi genetik değişimler sonucu genetik olarak ortaya çıkan bir hastalıktır. Dünya nüfusunun büyük bir bölümünü kapsar. Günümüz de göçler nedeniyle de salgınlar devam etmektedir. Biyolojik ve genetik yapısı vardır” dedi.
KKTC Talasemi Merkezi Sorumlu Hekimi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Begüm Sadıkoğlu, talasemi ile ilgili olarak ilk akıllara gelmesi gerekenin ideal Talasemi Tedavi Merkezi ve deneyimli çalışma grubu olması gerektiğine değindi. Ayrıca verilen kanlar öncelikli olarak tetkiklerin yapılarak, tedavilerin buna göre belirlendiğini söyledi.
Dr.Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü uzmanı Dr.Hasan Sav, “Kemiklerimiz vücudumuzda ki en sert doku destek dokusu ve onlara bağlı olarak dik durmamızı sağlayan kaslar. Kemik dokununda mineral, kalsiyum başta olmak üzere içeriği var ve bunun belli bir yoğunlukta olması lazım. Birim hacime düşen bir mineral yoğunluğu lazım ki kemiklerimiz yeterli sağlamlıkta olsun. Eğer burada bir düşme azalma söz konusu olursa buna Osteoporoz yani kemik erimesi diyoruz. Osteoporoz bir ileri yaş hastalığıdır.50 yaş üzerinde ki kadınların %18-28’i ve erkeklerin %6-22’sini etkiler. Postmenopozal kadınların %25’nde Osteoporoz ilişkileri kırıklar oluşmaktadır. Osteoporoz en sık görülen metabolik kemik hastalığıdır. Bu durumda düşük kemik yoğunluğu oluşur, kemiklerin mimari yapısında bozulmalar meydana gelir ve kırık eğilimi artar. Osteoporoz’ un risk föktörlerinde yaş, cinsiyet, ırk, aile öyküsü ve genetik yapı değiştirilemezken, beslenme alışkanları, alkol, sigara ve egzersizler değiştirilebilir faktörler arasındadır. Talasemi’nin osteoporoz katkısı demir birikimi osteoid matürasyonunu etkilemesi ve mineralizasyonu inhibe etmesi, kemik iliği ekspansiyonu, kronik hipoksi, demir ve şelasyon toksisite. Tedavisi çocukluk ve gençlik döneminde yeterli D vitamini, kalsiyum alımı egzersizler ve uygun genetik alt yapıyla düzenlenebilir.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Musa Olgu, “Talaseminin taşıyıcılık ve iki taşıyıcı kişinin evlenmesi sonucunda da %25 oranında talasemi hastalığının ortaya çıkması durumu var. Her iki bireyden kan alınıp taraması yapılıyor. İhtiyaç durumlarında da sonrası için bu kişilerin diğer aile bireylerinden anne, baba, kardeşten kan alınabiliyor” dedi.
GAÜ Rektör Yardımcısı ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Zeki Avcı ise konuşmasında “ Talasemi tanısının 11 haftalık gebelikte bebeğin plasentasından parça alınarak bebeğin sağlığı hakkında rapor verilebildiğini belirtmiştir.”Yapılan işlem videoda detaylı olarak katılımcılara anlatılmıştır.
Girne Amerikan Üniversitesi’nde yaklaşık 650 kişinin katılımı ile “KKTC’de Talasemi Gerçeği Sempozyumu” başarılı bir şekilde gerçekleştirilmiştir.