Trafik kazalarına karşın,  ülkemizde kurulmuş kamuoyu tarafından en bilinen sivil toplum kuruluşu olan; "Trafik Kazalarını Önleme Derneği"nin yıllardır başkanlığı görevini sürdüren Dr. Mehmet Zeki Avcı; Sorunlara karşın, çözüm yolları önerme süreçlerinin; Menfaat gücü olarak tanımlanabilecek bazı gruplaşmalar ile tıkandığını, sonuçta yaşanılan üzüntü ve olumsuzlukların devam ettiği veya `ettirildiğini` söyledi.

Aynı zamanda Girne Amerikan Üniversitesi`nin, özellikle "insan hayatı"nın korunması yönünde; nitelikli insan gücü yetiştirilmesine yönelik, sağlık ve tıp bilimleri ile ilgili bölümlerden sorumlu rektör yardımcılığı görevini de sürdüren Yrd. Doç. Dr. Mehmet Zeki Avcı,  konuk olarak katıldığı bir televizyon programında; ülkemizde trafik sorunlarının  ihmale uğramış, göz ardı edilmiş ve sorumlusunun net olarak `kim olduğu bilinmeyen`  bir "düzensizlik" olduğunu söyledi.

"Ülkede;  trafik,  para kazanılan bir olaydır. Kabullenilmiş bazı düzenler,  bazılarının da işine gelir. Ancak;  insan hayatı ön planda olmalıdır."

 Dr. Avcı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti`nde,  trafik kadar ihmal edilmiş çok az başlık bulunduğunu yineleyerek;  "Trafik;  aslında insan hayatını doğrudan etkileyen ve yaşam biçiminin bir parçası olan enerjidir.  Bu ülkede; trafik hep göz ardı edilmiş, sorumlusunun kim olduğu belli olmayan bir süreçtir. Biz,  dernek olarak güncel çalışmalarımızı devam ettirmek durumundayız.  Özel trafik eğitim parkında; her gün 100 sayısı civarında,  ilkokul öğrencisi eğitim almaya devam ediyor.  Önümüzdeki yıl, bu eğitim biçimi,  liselere de aktarılacaktır. Pilot eğitim liseleri seçip,  eğitim vereceğiz ve eğitim verilmeyen liseler ile karşılaştıracağımız bir çalışmamız olacak. İlgili makamlara, doğru bilgilendirmeleri yapmaya çalışıyoruz. Eksiklikleri,  gündeme getirmeye çalışıyoruz.  Biz; dernek olarak,  menfaat üzerine çalışmayan bir derneğiz.  Dolayısıyla, bu hepimizin dahil olması gereken bir çalışmadır. Yollardaki denetimlerin eksiklikleri üzerine çalışmalarımız var, yollar üzerine çalışmalarımız var. Vatandaşlardan gelen uyarıları,  yetkililere iletmek gibi aracı bir görevimiz de var. Tepkiler de alıyoruz.  Bazen menfaat gruplarına dokunduğumuz zaman,  canları sıkılabiliyor. Ülkede,  trafik para kazanılan bir olaydır. Kabullenilmiş belli düzenler,  bazılarının da işine gelir. Eski ticari araçların muayenesinin yapılması lazım diyorsunuz, sahipleri tepki koyuyor vesaire. Ancak;  İnsan hayatı ön planda olmalıdır."

"mahkemeler, sadece sürücüyü yargılıyor."

"Mahkemelerde, biz sadece sürücüyü yargılıyoruz. Işıklar yanmazdı, tabela yoktu, çizgiler bozuktu vesaire gibi mahkeme kararları oluyor.  Ama bunlar, köşede tutuluyor.  Örnek olarak;  Haspolat`ta bir yaya geçidi yapıldı; 2-3 yıl oldu, hala tartışılıyor. Yanlış bir yer, 4 şeritli yola yaya geçidi yapıyorsunuz, biri öldüğü zaman da, sürücü `dikkatsiz` diyorsunuz. Peki; oraya alt geçit, üst geçit yapamadınız mı? yapılamaz mı? Neden, insanları tehlikeye atıyorsunuz? Bu ülkede ehliyet almaya karar verdiniz. Birincisi; ders alacaksınız, alacağınız dersin ana materyali nedir? Kitaptır. KKTC`de ana eğitim kitabı güncellenmediği için; şu anda sürücü okullarının kullandığı kitaplar; korsan kitaptır. Devletin resmi kitabı; güncellenmediği için, o kitabı dağıtmıyorlar. 2003 Yılı`nda; devlet,  ilk defa resmi kitabını çıkardı. Ne yazık ki,  o da kullanılmadı. Çünkü; yazılı sınava geçilmesini kimse istemedi. Kitabı yok, müfredatı yok. Peki, bu çocuk bunları nerden öğreniyor? Korsan kitapçıklardan öğreniyor. Eğitmen olmak için; 25 yaşını doldurmak gerekir. 50 sorudan %60`ını yaparsanız,  yazılı sınavı da geçmiş oluyorsunuz, bir saat araba sürüyorsunuz, onu da başarılı sürerseniz eğitmen oluyorsunuz. Bu;  dünyada yok artık. Müfettiş olmak için; Sadece, Kamu Hizmeti Komisyonu`nda sınava giriyorsunuz ve ertesi gün müfettiş oluyorsunuz." şeklindeki sözlerini sarfetti.