Haberler
GAÜ'DEN
KIBRIS’TA TAPU-SAĞLIK-VERGİ- ARAÇ KAYIT HİZMETLERİ BLOKZİNCİRİ’NE BAĞLANABİLİR
Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) İşletme Fakültesi, Yönetim Bilişim Sistemleri Bölüm başkanı Doç. Dr. Arif SARI, ülkemizde de kullanılması hedeflenen ve E-devlet projesine entegre edilebilecek Blokzinciri (Blockchain) tabanlı Dijital kimlik konusu hakkında açıklamada bulunarak, Tapu hizmetleri, Vergi Sistemi, Ülke giriş-çıkışları ve Araç kayıt sistemlerinde uygulanabilecek blokzincirinin faydalarını açıkladı.
Blokzinciri teknolojisinin 2017 yılında; sağlık, vatandaşlık, tapu hizmetleri gibi birçok alanda geliştirilen uygulmalarının yaygınlaşmasının birçok kolaylığı da beraberinde getirdiğini dile getiren Doç. Dr. Arif Sarı, özellikle son günlerde ülkemizde gerçekleşen suç olaylarının artışına dikkat çekti. Doç. Dr. Arif SARI, gerek turist, gerekse öğrenci veya çalışan statüsü ile ülkeye yapılan giriş çıkışların kontrol altına alınabileceğini vurgulayarak, pasaport kontrol noktalarında dijital kimlik vasıtası ile ülkelere girişin yapıldığı havaalanlarında, birçok güvenlik soruşturmasının çeşitli yapay zeka algoritmaları kullanılarak tasarlanmış sistemler tarafından anlık olarak gerçekleştirildiğini belirtti. Sarı, bu sayede ülkeye giriş çıkışlarda, giriş yapmak isteyen kişiler ile ilgili olarak kimlik-pasaport ibrazına ihtiyaç olmadan, kişi hakkında adli sicil ve kriminal suç kaydı, ekonomik durumuna ait bilgiler, kişinin iş hayatı ve geçmişi hakkında anlık bilgi sahibi olunabildiğini açıkladı.
Dijital kimlik projesinin hayata geçirilebilmesi için; retina, DNA, damar yapısı ve parmak izi gibi temel biyometrik verilerin dijitalleşmesi gerektiğini ifade eden Sarı, bunların yanında, kişilerin ekonomik durumları, iş hayatı, adli sicili ve sosyal hayatılarına yönelik yüzlerce hatta binlerce bilginin de dijitalleştirilip güvenli bir ortamda depolanması gerektiğini söyledi. Bu verilerin çalınması, üzerinede değişiklik veya manipülasyon yapılmasını engelleyecek mekanzimalar ile korunmasının önemine dikkat çeken Sarı, ilgili merciler tarafından da her an paylaşılabilir hale getirilmesi gerektiğini bildirdi.
Doç. Dr. Arif Sarı açıklamasının devamında ise şunları söyledi;
“Ülkelerin altyapısı incelendiği zaman, Türkiye’nin blokzinciri teknolojisi için gerek yatırımcı gerekse teknolojik altayapı dinamikleri bakımından daha uygun olmasından dolayı kamu ve özel sektörün çeşitli kullanım alanlarına daha hızlı entegre edilebileceğini düşünüyorum.
KKTC için nüfusun daha az olması ve mevcut altyapıların daha az kompleks olması nedeni ile bir prototip şeklinde blokzinciri teknolojisinin kullanımını kamu veya özel sektörün çeşitli kullanım alanlarında uygulanması çok daha kolay olacaktır. Özellikle ülkemizde yaşanan tapu hizmetlerindeki karışıklıkların önüne geçilmesi, ülkeye giriş-çıkışların kontrol altına alınması, sağlık hizmetlerinin kontrolü, araç-kayıt sistemlerinin yenilenmesi ve kayıtların şeffaf şekilde tutulması, vergi sistemlerinin reforme edilmesi ve vergide şeffaflığın getirilmesi bakımından blokzinciri teknolojisi çok büyük kolaylıklar sağlayacaktır. Bu bağlamda yapılacak olan bu değişiklikler, devletin şeffaflığını, adalet ve eşitlik ilkesini Kıbrıs Türk toplumuna daha çok hissettireceğini ve vatandaşın devletine yönelik güvenini tazeleyeceği düşüncesindeyim.
Dünya Ekonomi Forumunda geçtiğimiz günlerde gündeme gelen, Pasaportsuz yolculuk projesi, 2020 yılında hayata geçirilecek ve bu Dijital kimlik uygulamasına geçilmesi vasıtası ile gerçekleşecek. Bu bağlamda dijital kimlik projesinde saklanan veriler blokzinciri (blokchain) teknolojisi kullanılarak değişiklik veya manipülasyona karşı korunur vaziyette tutulacağını açıkladı.
Devletlerin güvenlik alanında kullanılma yönünde öngörüde bulunmuş olduğu blokzinciri (blockchain) yöntemi gelecekte daha da yaygınlaşacaktır, ancak veri transferi, işlemlerin işleyiş hızı, yedekleme, ve ölçeklendirilebilme konuları halen çözülebilmiş görünmemektedir. Buna paralel olarak güvenli olarak nitelendirdiğimiz blokzinciri sistemlerine karşı quantum bilgisayarların da geliştirildiğini dikkate almamız gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca bu teknolojide kullanılan “akıllı sözleşmeler” (smart contracts), çeşitli programlama dilleri kullanılarak yazılan kodlardan oluşmaktadır. Günümüzde yazılım sektöründe kod tabanlı zafiyetlerden meydana gelen birçok saldırı, işlem ve veri kaybı örneği bulunmaktadır. Bu kod satırları yazılırken içerisinde kodlayıcıdan kaynaklı oluşabilecek herhangi bir hata veya zafiyet, yapılan “akıllı sözleşmeler” için ciddi bir güvenlik zafiyet içerebilir. Bunun yanında, sistemleri otomasyonlara bağlayan blokzinciri teknolojisinin de oluşturacağı işsizlik problemi dikkate alınması gerekmektedir.