Haberler
GAÜ'DEN
PROF. DR. ARSLAN, ATATÜRK’ÜN ÜNİVERSİTE VE EĞİTİM SİSTEMİNDE GERÇEKLEŞTİRMİŞ OLDUĞU ...
Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Arslan, Türkiye’de ki ilk üniversite yapılanması, eğitim reformları ve Mustafa Kemal Atatürk’ün bu yolda ki çabası ile ilgili araştırmaları hakkında açıklamada bulundu.
Prof. Dr. Arslan, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye’de üniversite reformunu yapan son derece etkili bir reformist olduğunu ifade ederek, Türkiyede ilk çağdaş üniversite kuruluşuna önderlik ederek, kuruluşunu gerçekleştiren bir lider olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Mehmet Arslan açıklamasının devamında şunlara değindi;
“Biz her zaman Atatürk bir dâhidir deriz ve gerçekten de öyledir. Tam bir devlet adamıdır. Aynı zamanda çok iyi bir eğitimcidir. Onun en meşhur sözlerinden birisi ise, "Arkadaşlar savaşı kazanıyoruz bu çok yakın, bunu artık görüyoruz. Tünelin ucu göründü ancak şunu anlayınız ki, bizim savaşımız bitmiyor, savaş cephede kazanılabilir ama cephe gerisinde bu savaş eğitim alanında devam edecek”. Cahillikle savaşa devam edeceğiz demek istiyor. Eğitim sisteminde ki reformu Atatürk bizzat kendisi yönetmiş, kendisi sonlandırmıştır. 1933 yılına gelindiğinde Türkiye Cumhuriyeti`nin bir tek üniversitesi vardı. Onun adı daha üniversite değildi. Üniversite adını bizzat Ulu Önder Atatürk koydu. İstanbul Üniversitesi`nin adı, İstanbul medresesi idi. 1933’lerde İstanbul darülfününü idi. 1923`de Cumhuriyeti kuran Atatürk bizzat kendi cümleleri ile de ifade ettiği gibi; "İstanbul darülfününü 10 seneye yakın izledik, takip ettik. Ama İstanbul Üniversitesi kendisini bir türlü yenileyemedi. Kendisini bir türlü üniversite gibi bir hale getiremedi. O yüzden reformize edilmesi gerekiyordu”. Bizzat kendi talimatı ile İsviçre`de bulunan bilim adamı Albert Marsh’ı kendi direktifleri ile Türkiye`ye davet etti. İstanbul Üniversitesi ile ilgili geniş bir rapor hazırladı. Bu rapor hali hazırda orijinal şekliyle Ankara Üniversitesi kütüphanesinde mevcut. Ben şahsi olarak buna fotokopi şekliyle ulaştım. Bu 300-400 sayfalık bir rapor. Raporunda diyordu ki; İstanbul Üniversitesi öyle bir durumda ki, burada üniversite profesörleri dahi beşikkertmesi yoluyla belirleniyor. Profesör müderris olan babanın çocuğu da beşikteyken müderris olarak atanıyor ve belirleniyor. Ayrıca Marsh çok ilginçtir ki söylediği bir takım saptamaları insan düşündüğü zaman acaba bizim üniversitelerde halen aynı anlayış var mı diyesi geliyor. Üniversitelerde öyle bir şey ki müderrisler aynı ders notlarını alıyorlar koltuk altlarına ve kürsüye gidiyorlar. Bu notları aynı şekilde aktarak cevaplandırılmasını istiyorlar. Yıllarca değişmeyen ders notları var diyor. İstanbul medresesinden bugüne acaba ne kadar yol kat ettik. Bugün de üniversitelerde sorgulayan bir düşünce var mı. 1933 yılındaki bu reform ile Türkiye`de medrese adı ve sistemi tümüyle kalkarak yerine bugünki İstanbul Üniversitesi kurulmuştur. Bugün İstanbul Üniversitesi`nin o zamanki kuruluş kanunuyla yapılan düzenlemede bugün kullanılan rektör, dekan, senato, yönetim kurulu gibi birçok kelimelerin literatüre girdiğini görüyoruz. Nasıl Mustafa Kemal Atatürk çocukların okuduğu kitaplardaki terimlerin babası ise, inanınız ki üniversitede kullanılan bir çok terim ve kavram da onun eseridir. Hazırlamış olduğu rapora bakarsanız dert yanarak düştüğü notlarda bunu görürsünüz. O yüzden liderimizle ne kadar övünsek azdır. O eşsiz bir devlet adamı idi” dedi.