GAÜ TIP FAKÜLTESİ KURUCU DEKANI AYTAÇOĞLU, VERTEBRAL ARTER TIKANIKLIĞI VE VERTEBRO BAZİLLER ...

Haberler

GAÜ'DEN

GAÜ TIP FAKÜLTESİ KURUCU DEKANI AYTAÇOĞLU, VERTEBRAL ARTER TIKANIKLIĞI VE VERTEBRO BAZİLLER ...

Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Tıp Fakültesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. Barlas N. Aytaçoğlu, Vertebral Arter Tıkanıklığı ve Vertebro Baziller Yetmezliği hastalıkları ile ilgili dikkat çekici açıklamalarda bulundu.

Prof. Dr. Aytaçoğlu açıklamasında, Vertebral Arterlerin Tıkanıklıklarına bağlı olarak görülen Vertebro-Baziller Yetmezlik`ten (VBY) söz ederek, beyinin, çok önemli bir organ olduğundan ve kandaki oksijenin büyük bir kısmını tükettiğinden, kan damarları bakımından oldukça zengin bir yapıya sahip olduğunu belirtti. Bu damarların en çok bilineninin, karotis (şah damarları) olduğunu ifade eden Aytaçoğlu, ancak daha az ya da hiç bilinmeyeninin ise vertebral arterler olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Aytaçoğlu açıklamasının devamında, damarların yapısal özellikleri ve önemine değinerek şunları söyledi; 
“Vertebral arterler aortadan çıkan ana damarlardan olan sol subklavyan (köprücük kemiği altında seyreden) arter ile sağ Subklavyan arterlerden köken alarak beyine arka taraftan giriş yapan ve kafanın arka kısmında birbirleri ile geniş bir damar ağı sistemi yapan damarlardır. Bu ağa Willis Poligonu denir ve bilhassa beynin arka tarafının beslenmesinde çok önemlidir. Bu ağ aynı zamanda, öndeki şah damarlarından gelen dallarla da birleşerek beynin beslenmesini bir yerde garanti altına almış olur.

Vertebral arterlerde farklı nedenlerden tıkanmalar meydana gelebilir. Yine en önemli hastalıklarının başında “Ateroskleroz” olsa da, travmalara bağlı ya da arteritlere bağlı inflamasyon durumlarında bu damarlar tıkanabilir ve içlerindeki akım azalabilir. Yine damarların köken aldıkları subklavyan arterlerin patolojilerinde içlerindeki akım azalabilir ve hastalarda bazı klinik bulguların ortaya çıkmasına neden olabilirler.
VBY bulguları birkaç dakikalık geçici bulgulardan ömür boyu kalıcı bulgulara kadar farklı şekilde ortaya çıkabilir. En sık görülen bulgular:
1. Bir ya da iki gözde birden görme kaybı
2. Çift görme
3. Baş dönmesi
4. El veya ayaklarda hissizlik ve karıncalanma
5. Bulantı ve kusma
6. Bozulmuş konuşma
7. Vücutta aniden gelen tükenme tarzı güç kaybı (drop atak)
8. Denge ve koordinasyonda kayıp
9. Bazen yutma güçlüğü
10. Vücudun bir tarafında kuvvet kaybı

 Olayın zemininde her ne kadar damar sistemi sorumlu olsa da etkilenen organ doğrudan beyindir. Bundan dolayı bu rahatsızlıkların tedavisinde kalp ve damar cerrahisi uzmanı ile nöroloji uzmanı birlikte hareket ederek hastanın lehine en doğru kararları birlikte vermelidirler” dedi.

Aytaçoğlu bir diğer önemli rahatsızlık olan Vertebro-Baziller Yetmezlik`ten (VBY) bahsederek, VBY tanısında hekimin yapacağı birkaç test olduğunu, bunların şüphe uyandırdığı takdirde doppler ultrasonografi, ilaçlı bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans ve anjiyografi gibi görüntüleme yöntemlerinin tanıyı koymak için yeterli olacağını söyledi. Aytaçoğlu açıklamasının devamında ise şunları söyledi;

“Bazen bu yöntemlerin iki tanesini de tam tanıya varmak için gerekli olabilir. Ancak sıklıkla doppler ultrasonografi tanı koymada büyük oranda yeterlidir. VBY hastalarında tedavi altta yatan sebebe dönük olarak başlar ve etkilenen beyin bölümünün nörolojik tedavisi ile ve vücutta meydana gelen arazlara göre fiziksel tedavileri de içine alacak şekilde planlanır. Damar açısından başvurulan en önemli tedavi yöntemi kanın sulandırılması ya da inceltilmesi olarak bilinen antikoagülan tedavilerdir. Bu amaçla heparin veya warfarin içeren ilaçlar kullanılabilir. Warfarin tercih edilmesi halinde Protrombin Zamanı testinin düzenli aralıklarla yapılarak INR denilen bir parametre ile düzenli takip edilmesi gerekmektedir. Bunun dışında uygun vakalarda vertebral arterlere stent konulması ya da bazen içinin temizlenmesi veya şah damarından buraya bypas ameliyatı yapılması gündemde olsa da vertebral arterler adlarından da anlaşıldığı gibi vertebraların (omurların) kenarlarındaki kanallarda seyrettiklerinden cerrahisinde ilgili omurların kanatçıklarının kesimesini gerektirmekte ve cerrahiyi daha komplike ve zor bir hale sokmaktadir. Antikoagülan tedavilere nöroloji uzmanının da önereceği diğer tıbbi tedaviler eklenmelidir. Nihayetinde eğer gereklilik varsa hastanın fizik tedavisi nöroloji uzmanının uygun göreceği zamanda başlatılması gereklidir” dedi.