Balkaya, Türkiye’deki Arıcılığı Değerlendirdi

Haberler

GAÜ'DEN

Balkaya, Türkiye’deki Arıcılığı Değerlendirdi

Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Arıcılık Araştırma, Geliştirme ve Uygulama Merkezi Direktörü Hüseyin Balkaya, Türkiye’de ki arıcılık sektörü ve arıcılık alanında alınması gereken önlemler hakkında önemli açıklamada bulundu.

Balkaya açıklamasında, Türkiye’nin arıcılık alanında 6.5 milyona yakın kovan sayısıyla, dünyada 2. Sırada olduğunu ve bu 6.5 milyon kovanın yaklaşık 200 bininin geleneksel kovan olduğunu belirtti. Balkaya açıklamasının devamında ise şunları söyledi;

 

“Türkiye’de arıcılığın ilerlemiş boyutta olduğunu söyleyebiliriz. Mevcut kovan sayısı anlamında ilerlemiş durumda ama, kovan başına alınan bal verimi açısından çok düşük durumda. Bunun sebebi, mevcut yerli arıların yok olmasından kaynaklanıyor. 1950-60’lı yıllarda Türkiyede’ki kovan başına bal miktarı çok yüksek iken, günümüzde bu miktarın gitgide düştüğünü görüyoruz. Tabi sadece yerli arıların yok olması değil, aynı zamanda zirai ilaç mücadeleleri de arıların sağlığını olumsuz etkilemektedir. Bu da aynı zamanda kovan varlığı açısından iyi bi durumda gözükse de ileriki yıllarda hem verim hem de arıların yaşamı açısından büyük riskler taşıyor diyebiliriz. Öncelikle arıcıların yapacağı çok iş var. Bunun başında arıları tamamen doğal ortamda yetiştirmeleri ve konvensiyonel ortamlardan uzak durmaları gerekiyor. Arıcılarımızın verimin artması bakımından organik arıcılık yöntemine dahil olması gerekiyor. Organik  üretim derken kastımız şu, Türkiye’de örneğin şu anda 200’e yakın organik bal üreten işletme mevcut. Bunlar uluslararası sertifikasyon kuruluşlarıyla bağlantılı şekilde yılda 2-3 kez kontrol mekanizmasıyla denetlenerek gerçekleşiyor. Bunlar bir eğitim sürecinden ve organik ulusal yönetmeliğe göre üretim sergiliyorlar. En azından mevcut konvensiyonel üretimden çok daha önde bir üretim söz konusu durumdadır.”

 

“Organik arıcılık uygulaması arıların yaşamasını ve hayatta kalmasını yönünden büyük önem arz etmektedir ve bu uygulama bana mutluluk verdi. Kişisel olarak da ben arılarla büyüdüm diyebilirim ve benimde hayatta tek bildiğim iş arı. Arılarla mutlu olan bi insanım. Arılar bana psikolojik terapi uyguluyor. Onlarında sonsuza kadar sağlıklı ve mutlu bir şekilde yaşamasını arzu eden bir insanım. Ben en zor günlerimde bile arılarımın olmasını isterim. “ dedi.