“Amacımız Restorasyon Çalışmaları Öncesinde Konunun Belgeler Işığında Açıklığa Kavuşturulmasıdır. Tarihin Tahrif Edilmesi Söz Konusu Değildir”

Girne Amerikan Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim görevlileri Zeki Akçam ve Gökçe Yükselen Peler’in, Apostolos Andreas Manastırında sahabe mezarının yok edilmesiyle ilgili düzenledikleri basın toplantısında ortaya koydukları tarihsel gerçekler Güney Kıbrıs’ta çeşitli tepkilere neden oldu.

Fileleftheros gazetesi Kıbrıs Türk basınında konuyla ilgili yer alan haberi iktibas ettiği haberinde “ ‘Apostolos Andreas Ayazması Müslümanların... Eğitim Görevlilerinin Seferberliğiyle Türk Çarpıtmaları” başlığını attı. TAK bülteninde konuyla ilgili yer alan haberde gazetenin Türk tarafının, KKTC’de bulunan Apostolos Andreas Manastırı’nın gerçek durumu ve tarihi çarpıtmaya çalıştığı iddiasında bulunduğu ifade edildi. TAK bülteninde yer alan konuyla ilgili haberde ayrıca Alithia gazetesinin ise “Apostol Andrea’yı Da Türkleştirecekler... Şimdi, Müslüman İbadet Yeri Olduğunu Savunuyorlar... Türkler Şimdi de Apostol Andrea Manastırı’nın Altında Urve Bin Sabit’in Mezarı Olduğunu İddia Ediyor” başlığını kullanarak verdiği belirtildi. Güney Kıbrıs basınında konuyla ilgili çıkan haberlere karşılık GAÜ öğretim görevlileri Zeki Akçam ve Gökçe Yükselen Peler’in yapmış oldukları basın açıklaması aşağıda kamuoyuna sunulur.

“5 Kasım 2010 tarihinde düzenlenen basın toplantısında ve ayni tarihte konuyla ilgili BRT'de yapılan programda özellikle şu konular altı çizilerek ifade edilmiştir. Apostolos Andreas Manastırı'nı Türkleştirmek ya da Müslümanlaştırmak gibi bir niyetimiz yoktur. Amacımız tarihi belgeler ışığında konunun restorasyon çalışmalarından önce açıklığa kavuşturulmasıdır. Rum basınında çıkan "tarihin tahrif edilmesi" yönündeki haberlerin tam aksine bütün iddialarımızı birincil tarihi kaynaklar ile belgelendirmiş bulunmaktayız. Rum basının iddia ettiği gibi "Apostolos Andreas'in Müslümanların" ibadet yeri olduğu gibi iddialar ortaya atmak gibi bir niyetimiz de yok. Zaten böyle bir iddia ortaya atmaya ihtiyaç da yoktur. Zira Türklerin orada ibadet ettiği Rumların kendi kaynaklarında yer aldığı gibi bugün dahi Türkler orada adak adamaktadır. Tarafımızdan yapılan sadece bu durumun sebebini bilimsel olarak ortaya koymaktır. "Tarihi tahrif etmek" varolan orijinal tarihi kaynakları görmezlikten gelmektir ki biz tam aksine bu kadar zamandır görmezlikten gelinen tarihi kaynakları kamuoyunun dikkatine sunmaktayız. Bu konunun basın yolu ile politize edilmek yerine tarihi belgeler ışığında bilimsel olarak hakkettiği yere oturtulmasını arzuladığımızı saygılarımızla kamuoyuna arzederiz.”

Öğr. Gör. Zeki Akçam - Öğr. Gör. Gökçe Yükselen Peler